Şenol Güneş'in çalıştırdığı FC Seoul, Güney Kore Ligi'nde fırtınalar estiriyor. Son 15 maçta yenilgi yüzü görmeyen Güneş'in takımı şampiyonluğa koşuyor.

Şenol Güneş'in çalıştırdığı FC Seoul, Güney Kore Ligi'nin 20. haftasında kendi evinde oynadığı maçta Chunnam'ı 3-0 mağlup etmeyi başardı.

15 maçtır yenilgi yüzü görmeyen FC Seoul, 41 puana ulaşarak zirve yarışına ortak oldu. Lider Seongnam ile Suwon'un haftayı mağlubiyetle kapatması üzerine, bugün Seol Dünya Kupası Statyumun'da oynanan maçta rakibini 17" Jung Jo-gook 63" Dejan ve 79" Lee Seung-yeol'un golleriyle farklı mağlup eden Seoul, gol averajıyla 2. sıraya yerleşti.

Seoul, ligin 21.haftasında 4 Ekim cumartesi günü deplasmanda İncheon'la karşılaşacak. FC Seoul Teknik Direktörü Şenol Güneş, ligi en iyi yerde tamamlamak istediklerini, önlerinde zorlu maçlar olduğunu söyledi. Güneş, Chunnam maçında iyi bir futbol ortaya koyarak kazandıkların belirterek, Bize destek veren taraftarlarımızı mutlu ettiğimiz için de çok sevinçliyiz.'dedi.



Yazının Detayı... >>

Bursaspor'un formda golcüsü Sercan Yıldırım olay açıklamalar yaptı. Kendisini Manchester United'ın istediğini söylerken, takımının hedefinin ligi ilk 5 içinde bitirip Türkiye Kupası'nı kazanmak olduğunu söyledi.

Sercan'ın Tamsaha dergisinde yer alan röportajı şöyle:

Sercan bu sezon attığın gollerle Türk futbol kamuoyunun gündemine geldin. Seni biraz daha yakından tanımak istiyoruz. Futbolla nasıl tanıştığını anlatır mısın?
Kuzenim Berkay hasta Bursasporlu. Onunla yedi yaşından beri maçlara giderdim. Sonra Bursaspor altyapısına girdim. Atatürk Stadı’nda top toplayıcılık da yaptım. Beş sene öncesine kadar top topluyordum, bugün A takımdayım. Futbola ilk başladığımda bu benim için hobi gibiydi. Fakat işler yolunda gidince bunun mesleğim olmasına karar verdim. Ailem de beni çok destekledi.

Bursalı olman ve altyapıdan yetişmen dolayısıyla taraftarlar sana daha mı sempatik bakıyor?

Kesinlikle müthiş destekleri ve hoşgörüleri var. Sadece benim değil, altyapıdan çıkan diğer arkadaşlarımın da oynamasını en az bizler kadar istiyorlar. Biz de forma giydiğimizde onları mutlu etmek, onlara lâyık olmak için çabalıyoruz. Bu kentin insanları olarak Bursa’nın en iyi yerlere gelmesini en çok bizler isteriz.

Genç yaşına rağmen camianın senden beklentisi büyük. Bir an önce hünerlerinizi sergilemeniz ve Bursaspor’a katkıda bulunmanız bekleniyor. Bu beklenti üzerinizde bir baskı yaratıyor mu?

Henüz yaşım çok genç ama benimle ilgili beklentiler büyük. Hem ailemiz hem de taraftarlar takıma girmemizi bekliyor. Bu bir ölçüde baskı yaratıyor. Ama bizim küçük yaşımıza rağmen büyük düşünüp, profesyonelce davranmamız ve bunları aşmamız lâzım. Kendimize güvenerek basamakları çıkmalıyız.

Geçen sezon kendini göstermeye başlamıştın. Bu sezon ise Gençlerbirliği maçındaki performansın ve galibiyeti getiren gollerinle patlama yaptın. O karşılaşmadan biraz bahseder misin?

Sezona Hacettepe deplasmanında alınan galibiyetle başlamıştık. Gençlerbirliği maçını da kazanmak istiyorduk. Takımımızın cezası nedeniyle tribünlerde taraftarlarımızın bulunmaması bizim için dezavantajdı. Ama o gün iyi şeyler yapacağımı hissediyordum. Kaleci antrenörümüz Yaşar Duran benim Gençlerbirliği karşısında yıldızlaşacağımı söylemişti. Takım arkadaşım Kirita da iki gol atacağımı iddia etti. Bunlar benim için artı motivasyon oldu. Mücadeleyi benim gollerimle 2-0 kazandık. Ben de büyük mutluluk yaşadım.

Bu sezon Bursaspor nasıl bir performans gösterecek?
Öncelikle yeni kurulan bir takım olduğumuzu belirtmekte fayda var. Takıma çok sayıda yeni oyuncu katıldı. Şu anda uyum sürecini tamamlamak üzereyiz. Daha sonra çok daha iyi şeyler yapacağız. Bursaspor olarak hedefimiz bu sezon Turkcell Süper Lig’de ilk beş içinde yer almak ve Fortis Türkiye Kupası’nı kazanmak.

Bursaspor’a yeni gelen isimlerden biri de Türk futbolunun önemli yıldızlarından Yusuf Şimşek. Böyle yetenekli bir oyuncuyla birlikte oynamanın sana da katkısı olacak mı?

Kesinlikle, Yusuf ağabey cezası nedeniyle ilk üç maçta forma giyemedi. Ama antrenmanlarda onunla mükemmel bir uyum yakaladık. Bilekleri çok iyi ve müthiş bir futbol zekâsı var. Bana çok yararı oluyor. Mükemmel paslar atıyor ve beni pozisyona sokuyor.

Ne kadar zamandır milli formayı giyiyorsun?

Beş sene önce U15 Milli Takımı’nda yer aldım. O günden bu yana farklı kategorilerde milli oldum. 30’a yakın gol attım. Özel turnuvalarda iki kez gol kralı oldum ve en değerli oyuncu seçildim.

Son olarak Ümit Milli Takım’a çağırıldın ve Bursa’da kendi taraftarının önünde maç oynama şansını yakaladın. O karşılaşma senin açından nasıl geçti?

Gençlerbirliği maçında attığım goller ve iyi oyunumun ardından Ümit Milli Takım’a çağırıldım. Bursa’da Çek Cumhuriyeti ile önemli bir maç oynadık. O gün sakatlığımdan dolayı biraz ağrılarım vardı. Bu nedenle istediğim performansı sergileyemedim. Ama kendi taraftarımın önünde Milli Takım forması giymek benim açımdan çok anlamlıydı.

Ümit Milli Takım grubunu lider olarak tamamladı. Şimdi sırada baraj maçları var. Sen Avrupa Şampiyonası’na katılma şansınızı nasıl görüyorsun?

Ümit Milli Takım’da gelmiş geçmiş en yetenekli jenerasyonlardan biri buluştu. Birbirinden yetenekli oyuncular var. Ayrıca A Milli Takım’a giden Serdar Özkan ve Nuri Şahin’in de bize katılma durumu söz konusu. Eğer bu oyuncular da gelirse kesinlikle Avrupa Şampiyonası’na gideriz. Onlar gelmese de ben başarılı olacağımıza ve finallere katılacağımıza inanıyorum.

A Milli Takım’ın 2010 Dünya Kupası elemelerindeki şansı konusunda neler söylemek istersin?

Biz Euro 2008’de nasıl bir takım olduğumuzu herkese gösterdik. Bana göre Türkiye 2010 Dünya Kupası’nda da yerini alacaktır. Elbette ki bu kolay olmayacak. Ama biz zorlukların üstesinden gelebiliriz.

Hedeflerin neler?

Önce Bursaspor’a uzun süre hizmet etmem gerekiyor. Beni bu kulüp yetiştirdi, buranın ekmeğini yedim. Bursaspor sonrası hedef Avrupa. Yavaş yavaş ilerlemekte fayda var. Hemen Avrupa’ya gitmenin yararı olmayacağını düşünüyorum.

Basına Avrupa kulüplerinin seninle ilgilendiği yolunda haberler yansıdı. En ciddi teklifi hangi kulüp getirdi?

Manchester United aileme ve eski başkanımız Levent Kızıl’a teklifini iletti. Bunun yanı sıra Bursaspor’la benim transferim konusunda temas kuran başka kulüpler de oldu.

Fatih Serkan Kurtuluş kader birliği yaptığın arkadaşlarından biri. Onun Galatasaray’da başarılı olacağını düşünüyor musun?

Serkan’la çok küçük yaştan beri birlikteydik. Onun iyi yerlere gelmesini çok istiyorum. Ben Serkan’a güveniyorum. Başarılı olacağından da eminim.

Uzun süredir Genç Milli Takımlara giden bir oyuncu olarak dünya futbolunda yakın gelecekte hangi oyuncuların söz sahibi olacağını söyleyebilirsin?

Bu konuda takım arkadaşım Eren Albayrak’la zaman zaman sohbet ediyoruz. Ortak gözlemlerimizi aktarayım. Öncelikle Hollanda’da inanılmaz yetenekli oyuncular var. En çok göze batanlardan biri Pedro. Hollanda’nın Feyenoord takımında forma giyen Georginio genç kuşağın en yetenekli isimlerinden biri. Barcelona’da oynayan Bojan Krkic zaten adını duyurmayı başardı. Bir de Crystal Palace’da top koşturan İngiliz Moses var. O da çok kaliteli bir oyuncu.

Yazının Detayı... >>

Pier Van Hooijdonk ile kısa bir süre önce yeşil sahada geçirdiği kalp krizi ile ölümden dönen Ümit Özat, 3 yaşındaki minik gurbetçi Dilara için anlamlı bir organizasyona imza atıyor.

ÜNLÜ FUTBOLCULAR DOSTLUK MAÇINDA BİR ARADA

Türkiye de yaşadığım yıllarda Türklerin konukseverliği arkadaşlığından çok etkilenen ünlü futbolcu, Hollanda nin Breda şehrinde yaşayan Fenerbahçeli Murat Çevik ‘in 3 yaşındaki kızı Dilara’ın tedavisi için gerekli olan para için dostluk maçı düzenliyor.

Gurbetçi ailenin kızı Dilara, yakalandığı RETT- Sendromu ile Dünyada ender görünen ve Hollanda da 200 civarında ki hastalığa yakalanmış çocuktan biri. Bu hastalık zihinsel ve fiziksel olarak ciddi sakatlıklara sebep oluyor ve tedavi çok pahalı bir hastalık. Bu yüzden Türkiye ve Türkleri tanıyan daha önce dostluk maçına katılan arkadaşlarımızla hep beraber minik Dilara’ya yardım etmek için bir şeyler yapmayı düşündük. Bu anlamda, minik Dilara ve ailesi için son umut olan Dolphin- therapie ve katılabilmesi için breda da yaşayan ünlü Türklerden oluşan takımla bir maç organize ettik.

3 Ekim 2008 de breda 1930 stadın da oynanacak olan dostluk maçına, birçok ünlü futbolcu katılırken Ümit Özat, minik Dilara için Breda’ya gelip Türk karmasının koçluğunu yapacak.
Yazının Detayı... >>

Almanya'nın önde gelen spor dergilerinden “Kicker”, Mesut Özil'i kapak konusu yaptı.

“Gol fabrikası Werder” başlığıyla birinci sayfadan verilen haberde, Mesut'un maç sırasında çekilmiş bir fotoğrafı da yer aldı.

Derginin iç sayfalarında “Varıldı! Ancak henüz hedefe ulaşılmadı” başlığıyla verilen haberde de kavgalı bir şekilde FC Schalke 04'ten ayrılarak Werder Bremen'e geçen Mesut'un, şimdi sergilediği güçlü oyunla takımının odak noktasında bulunduğu görüşüne yer verildi.

FC Schalke 04 takımı yöneticilerinin Mesut'u “para hırsı fazla” olmakla eleştirdikleri hatırlatılan haberde, Mesut'un ise bu konuda yaptığı açıklamada, “O zamanlar yaşadıklarım çok acı verdi, çünkü ben para hırsı fazla olan biri değilim. Benim için önemli olan tek şey futbol. Kariyerimin en zor dönemiydi, çünkü Schalke benim kulübümdü” dediği yazıldı.

Bu nedenle başlangıçta rahatsızlık duyduğunu, ancak şimdi yeni takımına alıştığını ve kendisini iyi hissettiğini ifade eden Özil ayrıca, takım arkadaşı Aaron Hunt ile iyi anlaştığını, önemli ve kritik paslaşmalarının çoğunu bu oyuncuyla yaptığını kaydetti.

Mesut'un takım arkadaşı olan Alman Milli Takımı oyuncularından Per Mertesacker de Mesut'un büyük beklentilerle takıma alındığını, ancak başlangıçta futbol sahasıyla hiç ilgisi olmayan sorunlarla mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi.

Takım arkadaşlarından Jurica Vranjes de tanınmış oyuncu Diego'nun takımdan ayrılması durumunda Mesut'un onun yerini doldurabileceğini savundu.

Kupa maçlarındaki kötü performansı nedeniyle TSG 1899 Hoffenheim Teknik Direktörü Ralf Rangnick tarafından eleştirilen takımın Türk kökenli kalecisi Ramazan Özcan ise Werder Bremen takımından yediği 5 golle ilgili olarak, hatası olduğunu düşünmediğini, son zamanlarda şansının da iyi gitmediğini, tüm topların köşelerden gol olduğunu belirtti.

Avusturya Milli Takımı'nın da kalecisi olan Ramazan, defans oyuncularının hatalarının olduğunu ifade ederek, Rangnick'in eleştirileriyle ilgili açıklama yapmak istemediğini ve gerektiği takdirde bunu kulüp içinde konuşabileceğini sözlerine ekledi.

Yazının Detayı... >>

Türk spor tarihinin en köklü kulüplerinden biri olan, 105 yıldır formasında siyah-beyaz renkleri kullanan Beşiktaş Spor Kulübüne, renk uzmanından “enerji gücünü artırması” için “renklerini değiştir” önerisi geldi.

Yurt içi ve yurt dışında uzun yıllar araştırmalar yapan Renk Center Psikolojik Danışmanlık Eğitim Merkezi'nin sahibi renk bilimci Metin Yahya Üster yaptığı açıklamada, Beşiktaş'ın simgesi haline gelen siyah ve beyazın aslında birer renk olmadığını öne sürdü.

BİZE GÖRE BEŞİKTAŞ'TA RENK YOK

“Bize göre Beşiktaş'ta renk yok. Çünkü siyah ve beyaz renk literatüründe renk olarak kabul görmüyor” diyen Üster, beyazın, renkleri meydana getiren bir çıkış noktası, siyahın ise renklerin kaybolduğu karanlık bir alan olduğunu ifade etti. Üster, renk biliminin meydana gelişinde beyazın anaç olarak doğurgan bir renk potansiyeline sahip, temizlik, şeffaflık ve romantizm salgılamasına rağmen beyazda aktif bir güç olmadığını söyledi.

RENKLER BİR KULÜBÜN SAHİP OLDUĞU ENERJİ POTANSİYELLERİDİR

Üster, siyahta ise ölümü getiren, matemle iç içe olan, olumsuzluğu salgılayan bir enerji olduğunu savunarak, şöyle konuştu: “Bize göre Beşiktaş'ta renk yok. Çünkü siyah ve beyaz renk literatüründe renk olarak kabul görmüyor. Bir futbol takımının futbolcularının ten temaslı giydiği forma renklerinin sahada futbolculara enerji vereceğini düşünürsek, bunu yasal doping olarak kabul edebiliriz. Renkler bir kulübün sahip olduğu enerji potansiyelleridir. Logo renklerinden tutun kulüpteki bütün renk görünümünün veya renksizliğin, o kulübü olumlu ve olumsuz yönde etkileyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.”

Beşiktaş'ın kurulduğu günlerde kırmızı rengi de kullandığını belirten Üster, “Beşiktaş'ın rüşdünü ispatladığı dönemlerin, o dönemler olduğunu saptıyoruz. Sonra çeşitli sebeplerden ötürü kulübün kırmızıyı terk edip renksizliğe dönüşüyle enerji gücünü kaybettiğini biz uzmanlar olarak tespit etmekteyiz” dedi.

Üster, kulübün renklerini değiştirmesini ya da “siyah-beyaz” yerine “beyaz-siyah” olarak anılmasını önerdi.

Beşiktaş'ın “siyah-beyaz” olarak anılmasının enerji gücünün daha da düşmesine neden olduğunu iddia eden Üster, amaçlarının “biz beyazla doğduk, siyahla öleceğiz” duygusunu benimseyen Beşiktaşlılara ve bütün Beşiktaş camiasına katkıda bulunmak olduğunu ifade etti.

Beşiktaş gibi siyah-beyaz formayla mücadele eden Juventus'un başarılarında ise ekonomik durumunun ön plana çıktığını kaydeden Üster, Beşiktaş'ın “Kırmızı-turkuaz, turuncu-mavi, sarı-mor, yeşil-koyu pembe” renk gruplarından birini kullanmasını önerdi.
Yazının Detayı... >>

İspanya liginde yaşanan garip olayın videosu dünyada en çok izlenen videolar arasına girdi.

Maç oynanırken, çırılçıplak bir şekilde sahaya giren genç kız topu bir anda önünde buldu.. Ceza sahası dışından hem de çıplak ayakla öyle bir vurdu ki top füze gibi gitti ve ağlara takıldı.. İşin en komik yanı ise kalecinin refleks olarak topu kurtarmak için uçması ancak gol olunca da sinirlenmesi.. İŞTE TRİLYONLUK GOLCÜLERE TAŞ ÇIKARTAN, OLMAZ BÖYLE BİR GOL DEDİRTEN DEFALARCA SEYREDİLECEK VURUŞUN VİDEOSU



Yazının Detayı... >>

Milli futbolcumuz Nihat Kahveci, La Liga'da formasını giydiği Villarreal'in yıldız isimlerinden Robert Pires'e Türkçe öğretiyor.

Villarreal'de, futbolcuların video kliplerinin internette yayınlanması moda olmaya başladı.

İlk olarak aralarında Nihat'ın da bulunduğu bir grup futbolcunun ''Violeta'' adlı şarkıyı seslendirmesinden sonra Villarreal kulübü internet sitesinden iki yeni video klip daha yayınladı. Villarreal'in geçen yıl lig ikincisi olmasının ardından yapılan kutlamalar, futbolcuların antrenmanları ve maç öncesi hazırlıklarının yer aldığı görüntülerde, oyuncuların aralarında şakalaşmaları da bulunuyor.

Nihat, klibin bir yerinde takım arkadaşı Fransız Robert Pires'e Türkçe olarak ''Seneye Şampiyonlar Ligi'ndeyiz'' demeyi öğretirken, fotoğraf çekiminde bilgisayar ekranında kendine bakarak, ''Sahte gülüşüm belli oluyor'' diye arkadaşlarına espri yapıyor.
Yazının Detayı... >>

İngiltere Premier Lig takımlarından Manchester City forması giyen Joey Barton, çıkarttığı büyük sorunların ardından ilginç bir cezaya çarptırıldı.

Mayıs 2007'de Manchester City forması giyen Joey Barton, bir antreman sırasında takım arkadaşı(!) Ousmane Dabo'yu dövmüştü. Yüzü gözü şişen Fransız'ın retinası ciddi zarar görmüştü. Barton, bu suçtan dolayı geride bıraktığımız Temmuz ayında, 6 ay hapis ve 200 saat zorunlu kamu hizmeti cezalarına çarptırılmış, ayrıca Dabo'ya 3000 pound tazminat ödemesine karar verilmişti. Mahkeme bu kararlarını açıklarken, Barton 2007 Aralık ayında karıştığı bir kavga nedeniyle zaten demir parmaklıkların arkasındaydı. Liverpool'da 16 yaşındaki bir genci yumruklamaktan Manchester kentinde bulunan Strangeways hapishanesinde 74 gün tutuklu bulunan Barton, 28 Temmuz'da tahliye edildi. İkinci sezonuna girdiği Newcastle United'la tekrar idmanlara başladı. Bu sezon ilk kez Arsenal maçında forma giydi. Şimdilik ilk ve son oldu diyebiliriz. Çünkü FA, Dabo ile yaşadığı münasebetten dolayı Joey Barton'a, 25 Ekim'e kadar resmi maçlardan men ve 25.000 pound para cezası verdi.
Resmi görünce Barton'ı çiftliğinde stres atıyor sanmayın... Orası İngiltere'nin en kuzeyinde yer alan Northumberland'ın Prudhoe kasabası... Barton diğer suçlularla beraber ortalığı temizliyor. Haftada iki gün, toplam sekiz saat... Görev yerine 50.000 poundluk jeepi ve bodyguardı ile geliyor.

Yazının Detayı... >>

60 yıllık bir süreci kapsayan araştırmanın sonuçları böyle:

İngiliz bilim adamları, futbol takımlarının başarılarının ardında, para, taktik ya da yeteneğin yanı sıra, forma renklerinin de etkili olduğunu açıkladı.

60 yıllık bir süreci kapsayan araştırmanın sonuçlarına göre, kırmızı forma giyen takımlar daha çok maç kazanıyor.

Daily Mail gazetesinin haberine göre, Plymouth ve Durham üniversitelerinde görevli uzmanlar, 1946-2003 yılları arasında top koşturan 68 İngiliz takımı üzerinde bir araştırma yaptı ve “kırmızı forma giyen takımlar daha fazla maç kazandı” şeklinde bir sonuç çıktı.

Uzmanlar, kırmızı formanın rakiplerin de cesaretini kırdığını, kırmızının daha kolay görülen bir renk olduğunu, bu sayede oyuncuların pas yüzdesinin yükseldiğini kaydediyor.

Sarı ve turuncu forma giyen takımların ise başarısız olduğunu söyleyen uzmanlar, futbol dünyasında araştırma sonuçlarıyla çelişen takımlara da rastlandığını, bunun en büyük örneğinin de 5 kez Dünya Şampiyonu olan sarı formalı Brezilya olduğunu ifade etti.
Yazının Detayı... >>

Vagner Love’un Real Madridli Robinho ile birlikte geçen sene ülkesinde seks partisi yaparken çekilen görüntüleri Brezilya’yı karıştırdı.

Love’un Youtube’da yayınlanan görüntülerinde seviştiği Brezilyalı porno yıldızı Pamela Butt, kasetin geçen yıl çekildiğini ve tamamen spontane geliştiğini söyledi.

Pamela, görüntülerin internete düşmesine şaşırdığını ancak fazla etkilenmediğini belirterek, “Ben zaten porno yıldızıyım. Paramı porno filmlerinden kazanıyorum. Bu yüzden Love ile para karşılığı yatmam söz konusu olamaz. Bir arkadaş ortamından eğlenirken tamamen kendiliğinden gelişti ve bir başka arkadaş görüntüleri kaydetti” dedi.

Vagner Love ise Youtube’da yayınlanan görüntüleri için yorum yapmadı. Gerçek ismi Vagner de Souza olan ünlü futbolcuya Love (Aşk) ismini farklı kızlarla birlikte olduğu için Brezilya’daki eski takım arkadaşları takmıştı.

Yazının Detayı... >>

Manchester United taraftarı 156 kiloluk kadın koltuklara sığmadığı ve stada giremediği için 60 kiloya indi.

İngiliz Lisa Rea adlı Manchester United taraftarı, sırf maçları daha rahat izlemek için 96 kilo verdi.

156 kilo olan Rea stadyuma girerken turnikeden zor geçiyor, koltuklara sığamadığı için de keyifle oturup takımını izleyemiyordu. Bu yüzden sıkı bir diyet programı uygulayan, ardından mide kelepçesi taktıran 35 yaşındaki kadın, 156 kilodan 60 kiloya indi.

Kilo verebilmek için uyguladığı tedavilerin masraflarını karşılayabilmek için evini bile ipotek ettirmekten çekinmeyen Lisa, artık hiçbir maçı kaçırmıyor.

İki yıl süren zayıflama macerasından sonra, artık hazır gıdalardan ve tatlılardan uzak duran Lisa Rea, yeni halinden memnuniyetini şöyle dile getirdi: "Maçta pasta ya da tatlı yiyenleri görüyorum. Kesinlikle canım istemiyor ve özlemiyorum. Şu anki halimden çok memnunum ve mutluyum."
Yazının Detayı... >>

Fenerbahçeli Güiza ve eşi eğlenmek için gittikleri mekânın önünde, maiyetiyle birlikte 50 YTL'lik midye dolması yedi. Midyeci, çifti kendi eliyle besledi.

İspanya ligini geçen sezon 27 golle "gol kralı" olarak bitiren Fenerbahçe'nin yeni futbolcusu Dani Güiza ve menajerliğini yapan eşi Nuria Bermudez, önceki gece Ortaköy'deki Anjelique'e geldi.

Mekânın girişinde basın mensuplarına fotoğraflarının çekilmemesi için işaret yapan Güiza, çıkışta ise güzel karısıyla midye yedi.

Ünlü futbolcu, beraberindekilerle birlikte yaklaşık 50 YTL'lik midye tüketti. Güiza ve Bermudez'e midyeci, midye dolmaları kendi eliyle yedirdi.

Gecede, yarattığı skandallarla tanınan Nuria Bermudez masum tavırlarıyla dikkat çekti.

İspanyol TV kanalında canlı yayınlana bir programda soyunması ve bir başka programda çamur banyosu yapmasıyla adını duyuran Bermudez, masum tavırlarıyla bir an olsun eşinin elini bırakmadı.
Yazının Detayı... >>

Dünyanın en önemli futbolcuları arasında gösterilen iki yıldızla ilgili ortaya atılan iddialar gündemi sarstı.

Brezilya basınına yer alan habere göre Ronaldinho ve Anderson'un ülkelerinde uyuşturucu satan arkadaşları var.

Polis'in telefon görüşmelerini dinlediği bir uyuşturucu satıcısını Brezilyalı futbolcu Anderson'un apartmanında yakalaması Brezilya'da olay yarattı.

Suçlanan Richard Alex Martins'in Anderson'un dairesinde yakalandığı ve Ronaldinho'nun da aynı yerde evinin bulunması şüpheleri arttırmasına ve telefon kayıtlarında isimlerinin geçmesine rağmen iki futbolcunun suçlanmadığı söyleniyor.

Hapishane'den kaçan Martins'i Anderson'un dairesine başka bir arkadaşının aldığı ve uyuşturucu satışını da ortan yönettiği söylense de polis bunu henüz doğrulamadı.

Polis dinlediği telefonlarda ismi geçen bir Milan'lı biri Manchester United'lı olan futbolcuların herhangi bir şeyle suçlanmadığı sadece suçlu birisiyle arkadaş oldukları söyleniyor.

Yazının Detayı... >>

Real Madrid Kulübü'nün eski başkanı Lorenzo Sanz, sahte borç senedinden dolayı Cordoba'da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı.

İspanya'nın güneyindeki Cordoba kentinde dün bir bankada çok yüksek miktarda sahte borç senedini tahsil etmeye çalışırken 2 kişi ile birlikte gözaltına alınan Sanz, polise verdiği ifadeden sonra şartsız serbest kaldı.

Sanz, basına yaptığı açıklamada, ''Kesinlikle hiçbir şeyle suçlanmadım'' derken, sahte borç senetlerinin beraberindeki diğer iki kişi ile bağlantılı olduğunu belirtti.

Yazının Detayı... >>

İspanya'nın dünyaca ünlü kulüplerinden Real Madrid'in eski başkanı Lorenzo Sanz, Cordoba kentinde gözaltına alındı.

İspanyol El Mundo gazetesinin internet sitesinde duyurduğu haberde, Sanz'ın gözaltına alınma nedeninin henüz bilinmediği belirtildi.

1995-2000 yılları arasında Real Madrid'in başkanı olan Sanz'ın 1995 yılında şirketinin üyeleriyle birlikte Madrid'deki Barajas yakınlarında bir arazi alımından dolayı 2 milyar pesetas (yaklaşık 12 milyon Euro) kazandığı ve 1999 yılında yolsuzlukla mücadele savcılığının Sanz hakkında soruşturma yaptığı hatırlatıldı.

Sanz'ın ayrıca Real Madrid Kulübü Başkanı olduğu sırada, Anelka ve Baliç'in transferlerinde İsviçre'deki farklı banka hesap numaralarından 1 milyar pesetas (yaklaşık 6 milyon Euro) harcama yapılması, Sogecable firmasıyla bir sözleşme imzalanarak Real Madrid'in tüm görüntü haklarının satılması ve bunun kulüpten saklanması konularında da 2000 yılında hakkında soruşturma açıldığı bildirildi.

Sanz döneminde Real Madrid'e, Roberto Carlos, Clarence Seedorf, Davor Suker, Pedja Mijatoviç gibi yıldız futbolcular alınmıştı.

İspanya'da Malaga Kulübü'nü satın alan ve daha sonra oğlu Fernando'yu kulübün başkanı yapan Lorenzo Sanz, 2005 yılının Haziran ve 2006 yılının Ocak ayları arasında İtalya'nın Parma kulübünü de satın almaya çalışmıştı.

Sanz, geçen yıl Malaga'nın deplasmanda Sevilla Atletico takımını 1-0 yendiği maçta şike yapmakla suçlanmış ancak herhangi bir sonuç alınamamıştı.

Yazının Detayı... >>

Ronaldinho’nun kariyerinde başlayan düşüşün ve Barcelona’dan ayrılışının arkasında yatan gizli gerçekler ortaya çıktı.

Ünlü Fransız kanalı Canal Plus'da Michael Robinson tarafından yapılan “Robinson Raporu” adlı programda, Brezilyalı yıldızın gerek transferinde gerekse gidişinde önemli rol oynayan kilit isimlerle röportaj yapıldı. İşte bu önemli isimlerin ağzından Camp Nou'nun kralının gidiş öyküsü...
Joan Laporta (Başkan)

2007 baharında, Real Zaragoza ile oynadığımız maçtan sonra tavırlarında bazı oyunculara karşı değişiklikler oldu. Bu durum tüm kadroyu etkilemeye başladı. Deco ve Ronaldinho maçtan sonra takım otobüsüne binmedi ve arabalarıyla stattan ayrıldı. Sonunda ona ne istediğini sordum. O da kalıp yeniden en iyi olmak istediğini söyledi. Ancak ona destek veren onca insana rağmen sonunda Ronaldinho'nun yapayalnız olduğu ortaya çıktı.

Txiki Begiristain (Sportif Direktör)

HerŞey 2006 Dünya Kupası'ndan dönmesiyle kötü gitmeye başladı. Onda bazı değişiklikler vardı; teke tekte oyuncuları geçemiyordu, sürekli sakatlanıyordu ve etrafında olup bitenden çok etkileniyordu.

Edmilson (Eski takım arkadaşı)

Bence doktorlardan başkana, teknik direktörden oyunculara kadar kulüpteki herkes ona yardım etmek için daha fazlasını yapabilirdi. Barcelona'da bir oyuncuyu zarar verebilecek birçok kötü etken var. Sanırım o da bunlardan uzak duramadı.
Yazının Detayı... >>

Brezilya yüksek mahkemesi Romario'yu Zico ve Zagallo'ya hakaret ettiği gerekçesiyle tazminata mahkum etti.

Brezilyalı oyuncu Romario, Fenerbahçe eski teknik direktörü Arthur Zico'ya ve Brezilya milli takımı eski teknik direktörü Mario Zagallo'ya 1 milyon dolar tazminat ödeyecek.

1998 Dünya Kupası kadrosuna çağrılmadığı için sinirlenen Romario, Brezilya Teknik Direktörü Mario Zagallo ve o dönem yardımcısı olarak çalışan Zico'yu protesto etmek için sahibi olduğu "Cafe do Gol'ün tuvalet kapısına
iki futbol adamının karikatürünü çizdirmişti. Zagallo'yu hacet giderirken, Zico'yu da ona hizmet için ayakta tuvalet kağıdı uzatırken resmeden karikatür ülkeden çok büyük tartışmalara neden olurken, iki teknik adam Romario aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmışlardı.
Yazının Detayı... >>

İngiltere Milli Takımı ve Manchester United'in yıldız futbolcusu Wayne Rooney ile eşi Coleen Mcloughlin'in yaşadıkları basında alay konusu oldu.

Belçika'da yayımlanan NB gazetesinin spor dünyası isimli bölümünde yer alan haberde, Rooney çiftinin ve ailelerinin özel hayatlarındaki birçok sıra dışı olay, alaylı bir şekilde ele alındı.

23 yaşındaki futbolcu, eşine yılbaşı hediyesi olarak aldığı 110 bin Avro değerindeki 8 silindirli Range Rover marka benzinli otomobile dizel yakıt koyunca İngiltere'nin en işlek otobanında 22 kilometrelik kuyruğa neden oldu.

Sık sık eşini aldatmasıyla da gündeme gelen Wayne Rooney, 48 yaşındaki ''anneanne'' lakaplı hayat kadınıyla birlikte olmasının ardından yakalanınca kendisini 30 bin Avroluk yüzükle affettirdi. Yine bir hayat kadınına gönderdiği kartı yakalatan Rooney, çeşitli hediyelerle konuyu kapatabildi.

Cheshire kentinde yaptırdıkları villanın harcamalarıyla ilgili kavga sonrasında Rooney, eşine önce tokat atıp ardından da içkiyi yüzüne fırlatınca Coleen, 23 yaşındaki yıldız oyuncuyu çok sayıdaki kredi kartıyla affetti.

Coleen'in 18. yaşının kutlandığı doğumgününde çiftin aileleri yumruk yumruğa kavga etti. Rooney'nin annesi Jeanette ile Coleen'in annesi Collette, doğumgününde şiddetli bir kavgaya tutuşunca güvenlik elemanları araya girmek zorunda kaldı.
Yazının Detayı... >>

Galatasaray Kulübü, bugün 30. yaş gününü kutlayan Australyalı futbolcusu Harry Kewell için doğum günü kutlama mesajı yayınladı.

Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, ''Nice Yıllar Harry Kewell! Profesyonel futbol takımı oyuncularımızdan Harry Kewell'ı 30. yaş gününde kutlar, kendisine sağlık ve mutluluk dileriz'' ifadelerine yer verildi.

Yazının Detayı... >>

UEFA'nın Avrupa'daki 52 milli takım teknik direktörü ile gelecek pazartesi günü Viyana'da yapacağı toplantıya Fenerbahçe'nin teknik direktörü Luis Aragones'in de davet edildiği belirtildi.

Toplantının sadece milli takım teknik direktörleriyle yapılacak olmasına karşın UEFA Başkanı Michael Platini'nin son Avrupa şampiyonu olan İspanya'nın o dönemdeki teknik direktörü Aragones'i de toplantıda görmek istediği iddia edildi. İspanyol basınında verilen bilgilerde, Aragones'in Pazartesi Viyana'daki randevuya gideceğini onayladığı bildirildi.

Aragones ile milli takımın yeni teknik direktörü Vicente Del Bosque'nin Viyana'da karşılaşacaklarını yazan İspanyol basını, Aragones'in İspanya'dan ayrılmasından sonra ilk defa Del Bosque'yi göreceğini vurguladı.
Yazının Detayı... >>

Elvan Abeylegesse, Galatasaray dergisine konuk oldu. Üzerinde Galatasaray formasıyla objektiflere de poz verdi.

Galatasaray Dergisi'nin 72. sayısına Pekin Olimpiyatları'nda 2 gümüş madalya kazanan Elvan Abeylegesse konuk oldu.

Galatasaray'ı tuttuğunu ve maçları evinde sarı kırmızı formayla izlediğini söyleyen Elvan Abeylegesse, futbolcuların kendisi için imzaladığı formayla poz verirken Türkiye'deki günlerini ve özel yaşamını anlattı.
Yazının Detayı... >>

Meral Kural isimli bir bayan G.Saray'ın yıldız oyuncusu hakkında suç duyurusunda bulundu.

Galatasaray'ın ünlü futbolcusu Arda Turan'ın kendisini telefonla arayarak hakaret ettiğini ileri süren Meral Kural isimli bir bayan suç duyurusunda bulundu.

Savcılık futbolcu hakkında soruşturma başlattı. Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette bulunan Meral Kural, kendisini arayan numara üzerinde yaptığı araştırma sonucunda telefonun Galatasaraylı futbolcu Arda Turan'a ait olduğunu tespit ettiğini ileri sürdü.

Kural, Arda Turan ile görüşmek için Galatasaray Tesisleri'ne gittiğini öne sürdü. Burada Arda Turan'ı göremediğini belirten Kural, aynı numaradan yine arandığını ve hakaret edildiğini iddia etti. Kural, Turan'dan şikayetçi olduğunu belirtti.
Yazının Detayı... >>

Stutgart'ın dünyaca ünlü kalecisi Lehmann, Almanya basınına alay konusu oldu.

Ünlü Alman kaleci Jens Lehmann'ın, takımı Stuttgart'ın antrenmanlarına helikopter kiralayarak gitmesi Alman basınında alay konusu oldu. Bir dönem Almanya Milli Takımı'nın da kalesini koruyan ancak şimdi Bundesliga'da futbol yaşantısının son baharını yaşayan Jens Lehmann, ilginç bir olayla Alman basınının gündemine geldi.

Almanya'da yayın yapan Bild Gazetesi'nde yer alan fotoğraflı haberde, Lehmann'ın antrenman sahasında helikopteriyle gittiği okurlara aktarıldı. Gazetede yer alan haberde, Lehmann'ın helikopterinin parasını kulübünün değil kendisinin karşıladığı da ifade edilirken, antrenman sahasının çevresinde oturan halkın ise gürültü nedeniyle sıkıntılı oldukları ve şikayette bulundukları iddia edildi.

HELİKOPTER ARTIK YASAK

Komşuları helikopterle çok ses yaptığı için Lehmann'ı belediye başkanına şikayet etti. Bunun üzerine ünlü kalecinin Berg kasabası sınırları içinde helikopter kullanmasını yasaklandı.

Yazının Detayı... >>

Bir dönem Türkiye'de de top koşturan yıldız oyuncu mafyayla girdiği ilişkiden dolayı ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Bir dönem Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarında da forma giyen İsrailli yıldız futbolcu Haim Revivo, mafyayla başı belaya girdiği için ülkesini terk ederek ABD'ye yerleşti. Ülke basınında çıkan haberlerde Revivo'nun İsrail'i terk ederek ailesiyle birlikte ABD'ye taşındığı, yıldız futbolcunun ülkeden ayrılmadan önce ise basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yaşadığı durumun ilahi bir sınav olduğunu ve atlatacağını ifade etti. Revivo, mafyayla ilişkilerini yalanlasa da ülkede yayın yapan başkent gazetesi Hebrew, Revivo'nun gidişinin ardındaki sır perdesini tüm çıplaklığıyla okurlarına aktardı.

Revivo Türkiye macerasının ardından ülkesine dönerek burada doğduğu kentin takımı Ashdod'u satın aldı ve şehirde birçok yatırıma imza attı. Ancak ilerleyen dönemlerde ülkenin en karanlık aile şirketlerinden Abergil'lerle para ilişkilerine giren Revivo'nun çöküşü de böylece başladı. Abergil'lerle yaşadığı sorunları mafya aracılığıyla halletmek isteyen Revivo iyice batağa saplandı ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Yazının Detayı... >>

Manchester United'ın yıldızının karanlık aile sırrı hiç peşini bırakmadı.İşte o sırrı, İngiliz medyası "Babası bir tecavüzcü" başlığıyla çarşaf çarşaf ortaya döktü.

Her fırsatta insan haklarından bahseden, demokrasi havarisi kesilen İngiltere'de medya işte böyle bir rezalata imza attı.

27 yaşındaki Bulgar Futbolcu Dimitar Berbatov, futbol dünyasının yıldızları arasına girdi. Spurs'tan, dünyanın en gözde takımlarından biri olan İngiliz Manchester United'a geçen yaz 30.75 milyon sterline transfer olması da bu alanda bir rekor sayıldı.

Ama futbol dünyasının yıldızı Dimitar Berbatov'un İngiltere'ye geçmesiyle birlikte, şimdi karanlık bir aile sırrı da ortaya çıktı. Babası bir tecavüz suçlusu olan Berbatov'un peşini bu sır hiç bırakmadı.

1983 yazında Bugaristan'ın sahil kenti Varna'da "Golden Sands" Oteli'nde yaşanan toplu tecavüz olayından sonra 5 futbolcu gözaltına alınmış ve yargılanıp hapis cezasına çarptırılmıştı. Üçü 3'er yıl, ikisi de 2'şer yıl hapis yattı. İşte o futbolcudan, 2 yıl hapis yatanlardan biri, Dimitar'ın babası İvan Berbatov.

Adı sadece Rose olarak açıklanan İskandinav bir turist kadına toplu tecavüz eden 5 futbolcu bir daha profesyonel kariyerlerine dönemedi.

O günlerde henüz 18 aylık olan küçük Dimitar, babasını ancak hapisten çıktığında tanıyabildi. Annesi Margarita o günleri "Oğlum bu gerçekle yaşamak zorunda kaldı. Okulda bu yüzden onunla çok uğraştılar. Ama o hepsine göğüs gerdi" diyor.

Dimitar, her şeye rağmen, geçen yıl, kimsesiz çocukların eğitimi için gelir sağlamak amacıyla düzenlenen bir maç sırasında babasıyla sahaya çıkmıştı.

Yazının Detayı... >>